8 Aralık günü HTŞ öncülüğündeki cihadist güçler, Şam’da yönetimi ele geçirdi. Beşar Esad’ın devrilmesinin ardından iktidara gelmeye çalışan çeteler, Kürt, Alevi, Arap halklarına yönelik katliam, aşağılama ve baskı politikalarını devreye soktu. Bu politikalara karşı Antep Pir Sultan Abdal Kültür Derneği’nden tepki geldi.
Azime Bali – Çukurova Bülten Haber Merkezi
Antep Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Şube Başkanı Mehmet Erkek, şu sözlere yer verdi;
“Meseleyi derinden ele almak gerekir. Aleviler tarihleri boyunca her zaman katliamlara uğradı. Özellikle bu katliamları Allah adına yaptılar, İslamiyet adına yaptılar. Mesela Kahramanmaraş, Malatya, Sivas, Çorum, Gazi gibi katliamların hepsi Cuma günü insanlar namazdan çıkarken, yönlendirmelerle tekbir getirilerek yapıldı.
Bu bugünde böyle, Osmanlı döneminde de , çok öncesinde de böyleydi. Peki neden Aleviler katliama uğruyor diye soracak olursanız:
Çünkü Alevilerin anlayışları mevcut iktidarların tam tersinedir. Alevilerde çağdaşlık ön plandadır. Alevilerde kadın erkek eşitliği ön plandadır. Aleviler herhangi bir sorun karşısında kendi divanlarını kurarak kendi otoritesini kendi içlerinde çözerler. Bugüne kadar gelmiş geçmiş tüm hükümetler ve otoriter yapılara bakıldığında bu değişiklik ve sistem arasında 190 derecelik bir farklılık meydana geliyor. Bu farklılığı bu sistem kabul etmiyor. Kabul etmediği için de Alevileri asimile etmek istiyor. Ama bu son zamanlarda daha da tehlikeli süreçlerden geçiyoruz. Örneğin Maraş katliamı 5-6 gün sürdü, yüzlerce insan öldü, on binlerce insan yerinden oldu, binlerce insan yaralandı. Ama bugünkü tehlike topyekün yok etme politikasıdır.”
Sözlerine Türkiye’de Aleviler üzerinde gerçekleştirilen politikalarla devam eden Mehmet Erkek;
“Türkiye’nin kendi yarattığı bir Alevilik profili var. Nasıl kendi Kürt’ünü yaratmaya çalıştıysa kendi Alevi’sini yaratmak için de asimilasyon politikasını yoğunlaştırdığı kurumlar kurup Alevilikle alakası olmayan, bireyler yetiştirmeyi hedefledi. Yani bizim bildiğimiz Alevilik değil, onların dayattığı Aleviliği bizlere empoze etmeye çalışıp asimile etmeye çalışıyorlar. Örneğin; Milli Eğitim müfredatını değiştirdiler. Yüzyılın Müfredatı diye bir müfredat getirdiler. Burada da Alevi çocuklar alışık olmadıkları ve istemedikleri bir sisteme maruz kaldı ve kalıyorlar.
Bugün Suriye’de aynı oyun sahneye konuyor. Kısa bir sürede bir mermi sıkmadan tüm Suriye’nin hakimiyetini elde ettiler. Elde ettikten sonra ise oradaki masum Alevi halkını, halkları katletmeye, işkence etmeye başladılar. Diktatörlük nerede olursa olsun bunun karşısında durmaya da devam edeceğiz. Aleviler, Suriye nüfusunun yaklaşık yüzde 10 ila yüzde 13 arasındaki bir bölümünü oluşturuyor. Yıllardan beri tüm halkların ortak yaşadığı topraklara saldırı var bu saldırı karşısında ortak bir ses olmalıyız” ifadelerini kullandı.