DOLAR
EURO
STERLIN
FRANG
ALTIN
BITCOIN

Eğitimde kriz: “Okullarda bağış zorunluluğu ve hijyen eksikliği eğitim hakkını tehdit ediyor”

Yayınlanma Tarihi : Google News
Eğitimde kriz: “Okullarda bağış zorunluluğu ve hijyen eksikliği eğitim hakkını tehdit ediyor”

Türkiye’de yeni eğitim-öğretim yılı başlarken, devlet okullarında yaşanan temizlik personeli eksikliği ve hijyen sorunları, öğrencilerin sağlıklı bir ortamda eğitim almasını tehlikeye sokuyor.

Haber: Melek Eliş (Çukurova Bülten Haber Merkezi)

Eğitimde tasarruf politikalarının eğitim kalitesini ve fırsat eşitliğini olumsuz etkilediği bu süreçte, okullardaki hijyen sorunları ve velilerden bağış adı altında toplanan paralar, Türkiye’nin eğitim sisteminde ciddi bir soruna işaret ediyor. Eğitim-Sen’in açıklamalarına göre, devlet eğitimdeki yükümlülüklerini yerine getirmiyor ve bu durum halkın sırtına ek bir yük bindiriyor. Eğitim ve sağlığın kamusal bir hak olduğu gerçeği ise her geçen gün daha fazla göz ardı ediliyor.

Çukurova Bültene konuşan Eğitim-Sen Adana Şube Başkanı Fatih Toprak, okul yönetimlerinin velilerden temizlik malzemesi ve personel ücreti adı altında bağış talep ettiğini belirterek, bu durumun hem eğitim hakkına hem de çocukların sağlığına zarar verdiğini vurguladı. Toprak, okullardaki temizlik sorununu, “İnsan sağlığını ve emeği hiçe sayan, çocuklarımızı görmezden gelen bir uygulama” olarak nitelendirerek, bunun Anayasa’da yer alan “eğitim hakkı”na aykırı olduğunu ifade etti.

Devlet, Velilere Eğitimde Tasarruf Yaptırıyor

Toprak, velilerden bağış adı altında para toplanmasının kabul edilemez olduğunu söylüyor. Devletin, eğitim hizmetlerini halktan topladığı vergilerle finanse etmesi gerektiğini hatırlatarak, “Hangi kamu kurumunda dışarıdan bağış alınarak temizlik yapılmaktadır? Bu okullar devlet okullarıdır, yani emekçi halkın çocuklarının gittiği okullar. Temizlik gibi en temel ihtiyaçlar bile karşılanamaz durumdayken, öğrenciler sağlıksız ortamlarda ders işlemeye zorlanıyorlar” dedi.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) yerel kaynakları kullanma adı altında velilerden bağış toplamaya çalıştığını dile getiren Toprak, “Velilere sundukları seçenek şu: Ya asgari ücretin üçte biri kadar para verip emek sömürüsü yapacağız ya da bağışlarla okulları temizleyeceğiz. Peki, kenar mahallede yaşayan alt ekonomik düzeydeki okullarda ne olacak? Bu öğrenciler mikrop yuvası haline gelmiş sınıflarda mı eğitim görecek?” diyerek uygulamaya tepkisini dile getirdi.

Temizlik Personeli Eksikliği, Göz Boyama Politikası

Toprak, okullardaki temizlik personeli eksikliğinin arkasında bütçe açığı değil, işsizlik oranını düşük gösterme çabası olduğunu belirtti. “Geçen sene İŞKUR’dan gelen temizlik elemanı, asgari ücret alarak ve sigortası yatırılarak tüm yıl çalışıyordu. Şimdi ise aynı ücrete üç işçiyi dönüşümlü çalıştırarak çalışan sayısının arttığı izlenimi verilmeye çalışılıyor. Bu tamamen siyasi bir hamledir. Enflasyondan kaynaklı bütçe açığı olduğu söyleniyor. Ancak bunun faturası yine halka kesilmiştir” şeklinde konuştu.

Toprak, eğitimde yapılan yanlış uygulamaların faturasının yine halka kesildiğini ve temizlik gibi en temel ihtiyaçların bile karşılanamaz hale geldiğini belirtti. “Bizi yönetenlerin yaptığı yanlış uygulamaların sonucunda, halkın cebindeki son kuruşa bile göz dikilmiş durumda. Temizlik gibi en temel ihtiyacı karşılayamayan bir MEB ve hükümet ile karşı karşıyayız” diyerek, mevcut durumu özetledi.

Hijyen Sorunu Eğitim Kalitesini Düşürüyor

Temizlik personeli eksikliğinin öğrencilerin karşı karşıya kaldığı hijyen koşullarını nasıl etkilediğini değerlendiren Toprak, “Şimdiden okullarda temizlik konusunda ciddi sorunlar olduğunu görmekteyiz. Sınıflar, koridorlar, bahçe çöp yığınlarına dönmüş, tuvaletler kullanılmaz hale gelmiştir. Bu durum, çocuklarımızın sağlıklı ortamlarda eğitim görmesini engelliyor” dedi.

Her okula ihtiyacı doğrultusunda kadrolu ve güvenceli çalışacak hizmetlilerin atanması gerektiğini belirten Toprak, “Temizlik personeli eksikliği ve bağışlarla çözüm üretme çabası, devlet okullarında eğitimin kalitesini ciddi anlamda düşürüyor. Eğitimden yapılan tasarruf, ülkenin geleceğini geriye götürür” diye konuştu.

Bağış Zorunluluğa Dönüştü

Bağış adı altında toplanan paraların hukuki açıdan meşruiyetini sorgulayan Toprak, devletin görev tanımının halkın eğitim ve sağlık gibi insani ihtiyaçlarını karşılamak olduğunu hatırlattı. “Bağış, isteğe bağlı yapılan bir durumdur ancak şu anda zorunlu tutulmaktadır. Bu bir soygunun sadece sevimli ve meşru gösterilme halidir. Kamu kurumlarında bağış hangi ülkede görülmüş? Velilerden bağış alınması, MEB’in kendi kararlarına bile aykırıdır. Ancak bu sorun bağış ile çözülecek bir durum değildir” dedi.

Toprak, devletin okullarda temizlik ve bakım gibi ihtiyaçlarını karşılayamaması halinde, eğitime ayrılan bütçenin artırılması gerektiğini savundu. “En fazla payın eğitime ayrılması, ülkenin daha aydınlık ve demokratik bir geleceğe adım atması için önemlidir. Ancak geldiğimiz noktada biz bu maddeleri geçtik, temizlikte takılı kalmış bir durumdayız” diyerek mevcut durumu özetledi.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın Açıklamaları Yetersiz

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in 30 bin temizlik personeli kadrosu sağlayacaklarını açıklamasını da değerlendiren Toprak, “Türkiye genelindeki okul sayısına baktığımızda bu sayı kesinlikle yetersiz. Madem bu kadar çalışan asgari ücretle çalıştırılacak, neden okullar açılmadan bu girişimde bulunulmadı?” diyerek sorunun daha önce çözülebileceğini vurguladı.

Bakanlığın mevcut durumu ve ihtiyaçları göz önüne alması gerektiğini belirten Toprak, “Biz kişilerin istekleri ile değil, gerçekten verimli işleyen bir sistem ile okulların ihtiyaçlarının kalıcı olarak çözülmesini bekliyoruz. Geçici her durum, bir sonraki daha büyük olayın habercisidir” dedi.

Eğitimde Eşitsizlik Derinleşiyor

Toprak, eğitimde maddi yüklerin artması durumunda eğitimdeki eşitsizliğin derinleşeceğini öngörüyor. “Şu an eşitsizlik zaten artmış durumda. Adana genelinde birçok özel okulun olduğunu ve devlet okullarındaki bölgesel farklılıkları görüyoruz. Biraz maddi durumu iyi olan aileler, çocuklarını daha iyi okullara göndermeye çalışıyor. Ancak ülkenin çoğunluğunu oluşturan emekçi halkın çocukları mahalle okullarında eğitim almaya çalışıyor. Bu durum, ülkenin geleceğini çalıyor” diyerek mevcut eşitsizliğe dikkat çekti.

Kamusal ve Parasız Eğitim Hakkı

Toprak, Eğitim-Sen olarak parasız, kamusal, bilimsel ve laik eğitimi savunduklarını belirtti. “Okullara kadrolu, güvenceli çalışan personelin atanarak kalıcı çözümler oluşturulması gerekmektedir. Vakıflara, cemaatlere öğrenciler peşkeş çekilmeden parasız eğitimin önü açılmalıdır. Halkın bir araya gelerek bu uygulamalara karşı tepkisini göstermesi ve geleceğimizi korumamız birinci önceliğimiz olmalıdır. Eğitimde tasarruf politikalarının doğrudan eğitim kalitesini ve fırsat eşitliğini hedef aldığı bu süreçte, okullarda yaşanan hijyen eksikliği ve velilerden bağış adı altında toplanan paralar, Türkiye’nin eğitim sisteminde ciddi bir soruna işaret ediyor. Eğitim-Sen’in açıklamaları, devletin eğitimdeki yükümlülüklerini yerine getirmediğini ve halkın sırtına ek bir yük bindirildiğini gösteriyor. Eğitim ve sağlığın kamusal bir hak olduğu gerçeği ise her geçen gün daha fazla göz ardı ediliyor.” diyerek konuşmasını tamamladı.

Çukurova Bülten’e konuşan veliler ise, çocuklarının temiz ve sağlıklı bir ortamda eğitim alabilmeleri için para ödemeye zorlandıklarını belirterek yaşadıkları sıkıntıları dile getirdi.

 Okul Yönetimi Sürekli Temizlik Malzemesi İstiyor

Adana’nın Seyhan ilçesinde yaşayan üç çocuk annesi Hatice Ertaş, devlet okullarındaki hijyen koşullarının giderek kötüleştiğini söylüyor. Ertaş, “İlkokula giden iki çocuğum var. Okul açıldığından beri yönetim sürekli olarak bizden temizlik malzemesi istiyor. Geçen hafta ise her aileden temizlik personeli ücreti için 300 TL bağış yapmamız gerektiği söylendi. Ben zaten asgari ücretle geçinmeye çalışıyorum. İki çocuğumun masraflarını zar zor karşılıyorum. Şimdi de çocuklarımın temiz bir ortamda eğitim görmesi için para vermek zorunda bırakılıyorum” dedi.

Ertaş, “Biz devlet okuluna çocuklarımızı gönderiyoruz. Zaten kıyafet, kırtasiye derken masraflar çok fazla. Şimdi de her hafta düzenli olarak temizlik malzemesi ve para talep ediliyor. Çocuklarım pis tuvaletlerde eğitim görmek zorunda kalıyor. Bu parayı veremediğimde okul yönetimi beni sorguluyor, bağış yapmayan veliler listesinde ismim geçiyor. Bu durum beni çok rahatsız ediyor” diye konuştu.

Çocuğumu Hasta Halde Okula Göndermek Zorunda Kaldım 

Maddi durumu iyi olmayan bir başka veli olan Herdem Altın ise, bağış taleplerinin yanında okullardaki hijyen eksikliği nedeniyle çocuğunun hasta olduğunu belirtti. “Geçen hafta kızım okuldan grip olarak geldi. Sınıflarda doğru düzgün temizlik yapılmıyor. Çocuklar mikrop yuvası gibi sınıflarda ders yapıyorlar. Tuvaletler de çok kötü. Birkaç gün okula göndermedim ama derslerinden geri kalıyor diye hasta halindeyken bile okula yollamak zorunda kaldım” dedi. Altın, çocukların temiz bir ortamda eğitim görememesinin sağlıklarını tehlikeye attığını vurguladı ve ekledi: “Benim kızım, bağış yapmadığımız için okulda yeterince iyi eğitim görmediğini düşünüyor. Maddi olarak gücüm yok, bu yüzden kızımın eğitimi ve sağlığı riske atılıyor. Okul yönetimi de bu duruma çözüm üretmek yerine, sürekli velilerden para talep ediyor.”

tgc

Çukurova