Adana Büyükşehir Belediyesi’nde Çukurova Sanat Girişimi (ÇSG)’nin düzenlediği “Büyük İnsanlık Krizinde Felsefe ve Eylem” konulu etkinlik gerçekleştirildi.
Çukurova Bülten Haber Merkezi- Olcay Aytürk
ÇGS’nin tanıtımının yapıldığı sunumla başlayan etkinlikte, yönetkenliği Kerim Caymaz üstlenirken, Prof. Dr. Doğan Göçmen konuşmacı olarak katıldı. Sınıflı toplumun öncesinde yatay ve dikey ilişkilerin olmasına karşın şiddetin görülmediğini söyleyen Göçmen, “Bu yatay ve dikey ilişkiler, hiç bir zaman otorite için kullanılmamış. mal mülk için kimse kimseyi öldürmemiş. Büyük insanlık çağını, bütün bilimsel gelişmelere rağmen kriz olarak değerlendiriyoruz” dedi.
Her taraftan zenginlik fışkırıyor diyen Göçmen, şu sözlere yer verdi;
Dünya’nın 4’te 3’ü ya aç ya açlık sınırında ya da evsiz, barksız. Çalışan milyonlarca insan eskiden karın tokluğuna çalışıyordu. İnsanlar artık karın tokluğunun da altında çalışmaya mahkum edildi. Bilimsel ve teknolojik gelişmeler, insanların en temel sorunlarına çözüm olmamıştır. Çünkü kriz içerisinde bilimler insanların sorunlarına çözüm bulamıyor.”
“Büyük insanlığın, ebedi barışın gerçekleşmesi için ekonomik koşulları oluştu”
Göçmen, modern insanlık çağında, insanlığa insan kavramının armağan edildiğini, diğer çağların bu kadar kapsayıcı olmadığını, insanlığın bir kesiminin dışlandığını söyledi. Fransız devrimiyle insan kavramına ulaşıldığını söyleyen Göçmen, “İnsanın özgürlüğü olan bir cumhuriyet var. İnsanın insan olarak özgürlük talep ettiği çağ, modern çağdır” dedi.
Kriz kavramının tarihsel sürecine ve epistemolojisine değinen Göçmen, teorik felsefe bilmenin pratik sorunlara çözüm getirmediğinin altını çizdi.
Sanal dünyanın küçümsenmemesi gerektiğini söyleyen Göçmen, şunları söyledi;
“Sanal dünya şimdiye kadar insanlığın görmediği yeni bir dünya. İletişimde mesafenin kalkmasıyla, düşüncelerimiz benzeşmeye, duygularımız ortaklaşmaya başladı. Ortak değerler üretiyor, ortak duygular geliştiriyoruz. Gerçek anlamda insanlık ortaya çıkıyor. Sanal dünya üzerinden farklı uluslarda olmamıza rağmen diller birleşerek, kelimeler entegre oluyor. Ortak anlamlar, ortak insanlık dili oluşuyor. Pandemi örneğinde, insanlık beraber eylem gerçekleştirdi, insanın geleceği için. Birlik oldular. Bütün bir insanlık özne oldu.”
Büyük insanlığın, ebedi barışın gerçekleşmesi için ekonomik koşullarının oluştuğunu belirten Göçmen, “İnsanlığın iç barışı gerçekleştirecek potansiyeli var ama savaşlarla karşı karşıyayız. Hakim politika, savaş kışkırtıyor, nükleer savaş tehdidi altındayız. Suriye’de gericiliğin iktidarı kazanmasına devrim denildi. Diyalektik bir geri gidiş var. Devlet yetkililerinde de gözlemlediğimiz gericiliğin ilericilik gibi gösterilmesi durumu var” sözlerine yer verdi.
Göçmen, son olarak tek çözüm yolunun, tahakkümlerin ve sömürünün ortadan kaldırılması ve örgütlenme olduğunu vurguladı.