DOLAR 32,2123 % 0.01
EURO 34,8301 % -0.11
STERLIN 40,5095 % 0.2
FRANG 35,5604 % -0.03
ALTIN 2.428,10 % -0,67
BITCOIN 62.803,37 2.576

Cezaevlerinde tecrit koşulları derinleşiyor

Yayınlanma Tarihi : Google News
Cezaevlerinde tecrit koşulları derinleşiyor

Van ve çevre illerinde bulunan 9 cezaevinde hak ihlalleri artarak devam ederken, infaz yakmalar ve tahliyelerin ertelenmesiyle tecrit koşulları her geçen gün daha da derinleşiyor.

✍ Haber: Zerrin Sargut (Çukurova Bülten Haber Merkezi)

Cezaevlerinde çıplak arama, iletişim cezası, ayakta sayım, görüş yasakları, infaz yakma gibi hak ihlalleri sürüyor. Özellikle politik tutuklular, ailelerinin yaşadığı yerlere uzak yerlerde bulunan cezaevlerine sevk edilirken, sağlık durumları her geçen gün  ağırlaşan hasta tutuklular ise tahliye edilmiyor.

Yeni cezaevlerinin bir seçim vaadi haline geldiği AKP iktidarında, Adalet Bakanlığı verilerine göre kapasitesi 289 bin 974 kişi olan 407 cezaevinde, 341 bin 497 kişi bulunuyor. Her gün yeni ihlallerle gündeme gelen cezaevlerinde, başta tahliyeleri engellenen ağır hasta tutukluların sağlık hakkı engelleniyor. İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) raporuna göre, Türkiye hapishanelerinde halen 651’i ağır hasta olmak üzere toplam bin 517 hasta tutuklu bulunuyor.

Cezaevlerinde sistematik hala gelen koğuş baskınları, sağlık hakkına erişimin engellenmesi, disiplin cezaları gerekçesiyle iletişim hakkının engellenmesi, tutukluların yaşadığı başlıca ihlaller arasında yer alıyor. İnsan Hakları Derneği(İHD), Merkez Yürütme Kurulu(MYK) üyesi ve Van Şube Yönetim Kurulu üyesi olarak faaliyet yürüten Avukat Mehmet Salih Coşkun, Van ve çevre illerde bulunan 9 cezaevinde, yaşanan hak ihlallerine dair değerlendirmelerde bulundu.

Avukat Mehmet Salih Coşkun

‘SAĞLIK HAKKI SİSTEMATİK ŞEKİLDE ENGELLENİYOR’

İHD Van Şubesinin 13 Ekim tarihinde bölge cezaevlerinde yaşanan ihlallere ilişkin hazırladıkları raporu hatırlatan Coşkun,  tutukluların idari ve gözlem kurullarının keyfi kararları sonucunda infazlarının yakıldığını ve tahliyelerinin engellendiğini söyledi.

Coşkun, “Pandemi nedeniyle  yasaklanan sosyo-kültürel ve spor etkinliklere ilişkin yasaklar, tutukluların sosyalleşmesini ve iletişimlerini engellemektedir. Diğer yandan tutukluların dışarda yaşanan gelişmelere ve bilgi alabileceği kaynaklara dair  yasaklamalar devam etmektedir. Bölge cezaevlerinde tutulan hasta tutukluların hiçbiri gerektiği gibi tedavi edilmemekte ve her geçen gün hastalıkları ilerlemektedir. Tutukluların revir ve hastaneye sevk talepleri cezaevi yönetimi tarafından sürüncemede bırakılmakta, uzun uğraş ve mücadeleler sonucunda revir ya da hastaneye sevk edilen bazı hasta tutuklular da yine gerektiği gibi tedavi edilmemektedir. Ağır hasta tutuklularının yaşam hakkı tehdit altındadır ve tutukluların biran önce tedavi edilmesi gerekmektedir. Türkiye’nin taraf olduğu Uluslararası Sözleşme hükümleri bu denli açık olmasına rağmen sözleşme hükümlerine uyulmamakta ve hasta tutukluların sağlık hakları sistematik bir biçimde ihlal edilmektedir” dedi.

SÜRGÜNLERLE “CEZALANDIRMA” YÖNTEMİ

Bölge cezaevlerinde yaşanan sürgünlerin bir “cezalandırma ” yöntemi olarak kullanıldığına dikkat çeken Coşkun, “Sürgün kararlarıyla  tutuklular  ve aileler cezalandırılmaktadır. Ailelerinden uzak bölgelere sürgün edilen tutukluların,  aileleri açık görüş yapabilmek için uzun seyahatler yapmak durumunda kalmakta, bu durum tutukluların ailelerinin sağlığını da riske atmaktadır. Tutukluların  gerekçesiz bir şekilde yargılandığı yer, mahkemelerinden ve ailelerinden uzak cezaevlerine sürgün edilmesi yürürlükteki mevzuata aykırı olup bu hukuksuz uygulamalara derhal son verilmelidir. Bununla birlikte tutukluların daha fazla telefon hakkı sağlanmalı, ziyaretçi listesindeki kişilerle telefonla görüşebilme imkanı sağlanmalıdır”  şeklinde konuştu.

‘HABER ALMA HAKKI ENGELLENMEKTEDİR’

Tutukluların haber alma ve iletişim haklarının sağlanması gerektiğinin önemine vurgu yapan  Coşkun,  tutukluların gazete ve dergilerle dış dünyaya dair gelişmelerden haberdar olduğunu hatırlattı.

Tutukluların, gazete ve dergilere erişimi noktasında ihlallerin devam ettiğini belirten Coşkun, “Tutukluların  dış dünya ile iletişim kurması, toplumdan tamamen kopmadan meydana gelen gelişmeleri takip edebilmesi için en önemli iletişim araçlarının başında süreli ve süresiz yayınlar gelmektedir. Tutuklular kitaplar sayesinde birçok konuda kendilerini geliştirirken, gazete ve dergiler sayesinde toplumda yaşanan gelişmeleri takip edebilmektedir. Bu durum tecridin tutuklular üzerindeki etkilerinin azalmasını sağlamaktadır. Ancak tutuklular,  cezaevlerinde kitaplara dergi ve gazetelere  getirilen yasaklamalar nedeniyle, ifade özgürlüğü kapsamında bilgi ve kanaatlere ulaşma özgürlüğü ve haber alma hakkından faydalanamamaktadır” sözlerine yer verdi.

‘SORUNLAR ÇÖZÜME KAVUŞTURULMALI’

Ağır hasta tutukluların  infazları durdurulması ve tahliye edilmesi gerektiğinin altını çizen Coşkun son olarak şunları söyledi:

“Tutukluların tahliyeleri biran önce gerçekleştirilmeli ve hasta tutukluların tedavi hakkı sağlanmalıdır. Kamuoyu ve görevli devlet organlarının, ihlallere sessiz kalmayarak çözüme kavuşturulması için gerekli tüm adımları atmalıdır. Cezaevlerinde yaşanan ve tarafımızca tespit edilerek raporlaştırılan ihlallerin,  topluma duyurulması ve toplumun refleks vermesi için gündemde tutulması gerekmektedir. Sivil toplum kuruluşları, barolar, basın yayın organları, siyasi partiler ve ilgili diğer kurum ve kuruluşlar toplumu sürekli olarak dinamik tutmalı ve sorunların çözümü için görevli kurumları göreve çağırmalıdır.”