Tarsus’ta yayınlanan Aratos tarih, felsefe, kültür ve sanat dergisinin 123. sayısı çıktı. Dergi adını Antik Çağ’da yaşamış şair, matematikçi ve gökbilimci (astronom) Tarsuslu filozof Aratos’tan alıyor.
2004 yılında yayın hayatına başlayan ve 20. yıla ulaşan Aratos felsefe dergisinin, 123. sayısının konu ve yazarları şöyle: Tarsus, Kent, Kentlilik Bilinci ve Aratos’un 20. Yılı / Sunu (Prof. Dr. Ümit Aydınoğlu), Çizgiyle/Düşündüren Karikatürler, Masumiyetin Yaprakları Ya Da Ustasının Gözleri, (Havva Ağral), Dünden Bu Güne Eşik (Nilüfer Uçar), Mitoloji ve Felsefe Arasındaki İlişki Nerede Durur? (Prof. Dr. Zehragül Aşkın), Kendini Tanımak / İnsanın Amacı, Felsefenin İşi (Prof. Dr. Çetin Veysal), Kente Sahip Çıkmak (Doç. Dr. Tülin Selvi Ünlü), Tarsus Semalarında Kartallarla Leyleklerin Meydan Savaşı (Uğur Pişmanlık).
Mersin Üniversitesi Arkeoloji Bölüm Başkanı ve Aratos Felsefe dergisinin Yayın Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ümit Aydınoğlu 123. sayısında “Tarsus, Kent, Kentlilik Bilinci ve Aratos’un 20. Yılı” başlıklı bir sunuş yazısı bulunuyor.
Aydınoğlu, yazısında şunları dile getirmiş, “Tarsus farklı tarihsel dönemlere ait mekânsal, sosyal ve kültürel katmanların üst üste gelmesiyle oluşmuştur ve bu özellikleriyle kent kimliğine sahiptir. Modern Tarsus kenti, binlerce yıl öncesine uzanan köklü bir geçmişe içinde barındırır ve bu yerleşim sürekliliğinin en üst katmanında yer alır. Kent önemli ticaret yollarının kesiştiği yerde kurulmuş ve varlığını devam ettirmiştir. Anadolu’nun içinden güneye gidildiğinde, Akdeniz’e ulaşmak için Toros Dağları’nı aşmak gerekmektedir ve ovada karşılaşılan ilk büyük yerleşim Tarsus’tur. Ayrıca, kıyısına kurulduğu antik Kydnos (Berdan) nehri sayesinde Akdeniz’e bağlantısı olan Tarsus hem Akdeniz ile Orta Anadolu arasında, hem de Çukurova ile Kuzey Suriye arasında işleyen insan ve mal trafiğinin kesiştiği bir kavşakta bulunmaktadır.
Tarsus’un sahip olduğu bu katmanların oluşmasını sağlayanlarsa orada yaşayanlardır. Bununla birlikte kentin sahip olduğu zengin kültürel mirasın öne çıkarılması ve bu değerlerin kent yaşantısı ile sıkı bir bağ kurması gerekmektedir ve bu durum kentlilik bilinci ve kente aidiyet duygusunun varlığını zorunlu kılar. Bireysel ya da grup halinde kendi kimliğine içinde kapalı kalmak yerine kent kültürünü zenginleştirmeye çalışmak gerekmektedir. Bu açıdan bakıldığında Tarsus’da son dönemlerde yoğun bir çalışmanın olduğunu yakından gözlemleyenlerden biriyim. Kentlilik bilinci ve kente aidiyet duygusuyla hareket edenlerin diğer kişi, kurum ve kuruluşlar ile anlamlı, güçlü ve sürdürülebilir bağlar kurmak, kentle ilgili (sadece politik değil gönüllü kamusal alanlarda) süreçlere katılım sağlamak ve yerel yönetimler, kamu kurumları ve sivil toplum örgütlerinin işbirlikleri ile Tarsus’u öne çıkarmak, kente binlerce yıllık geçmişinden yola çıkarak hakettiği kimliği kazandırmaya yönelik ciddi çabaları var.
Bu kapsamda Aratos Dergisi öne çıkmaktadır. Aratos tam 20 yıldır Tarsus merkezli olarak kentlilik bilinci ve kente aidiyet duygusununun oluşturulması ve sürdürülmesi için uğraş veriyor. Daha önce de dile getirdiğim üzere antik bilim insanı Aratos bir dergi ile kimliklendirmektedir ve Antik Dönem’den günümüz evrensel değerleri temsil etmektedir. Aratos, kentlilik bilinci ve kente aidiyet duygusunun oluşmasında önemli katkılara sahiptir ve bu sayede kentin tarihi dokusu ve doğal güzellikleri ile şekillenen turistik yapısı, manevi kültürel zenginlikleri, hemşerisi olmakla övünülen ulusal veya uluslararası alandaki başarılı insanları ve kahramanların görünür olmasını sağlayacaktır.”