DOLAR 32,2234 % -0.11
EURO 34,9331 % 0.17
STERLIN 40,5695 % 0.07
FRANG 35,6297 % -0.07
ALTIN 2.444,47 % 0,49
BITCOIN 60.880,01 0.034

Adana’da trans bir aktivist: “Yalnızız, yaşamak da zor ancak mücadele ediyoruz”

Yayınlanma Tarihi : Google News
Adana’da trans bir aktivist: “Yalnızız, yaşamak da zor ancak mücadele ediyoruz”

Adana’da öğrencilik hayatını sürdüren trans kadın aktivist Melsu Berfu Ertan, Çukurova Bülten Muhabiri Ceren Nergiz’e yaşadıklarını anlattı. Ertan, zor koşullar altında yaşadıklarını söylerken, kentteki trans kadınların yalnız olduklarının altını çizdi. 

✍ Söyleşi: Ceren Nergiz (Çukurova Bülten Haber Merkezi)

Adana’da LGBTİ+ ağırlıklı aktivizm yürüten, politik duruşunu ve vermek zorunda olduğu mücadeleyi bazen kahkahalarla bazen de gözleri dolarak anlatan Melsu Berfu Ertan, yaşam şartlarının oldukça zor olduğunu söyledi. Ertan, sözlerine, dediklerinin başta trans kadınlar olmak üzere hakları için aktivizm yürüten bütün kadınlara güç vermesini temenni ederek başladı.

Melsu merhaba, öncelikle beni kabul ettiğin için teşekkür ederim. Bize kendinden bahseder misin? Melsu Berfu Ertan kimdir, neler yapar?

24 yaşına gireceğim, Çukurova Üniversitesi’nde biyoloji bölümü öğrencisiyim. 2016’dan beri aktivizm yürütüyorum. Kendimi bildim bileli trans kadınım, kendime hiçbir zaman eşcinsel demedim. Ne olduğumu hep biliyordum. İlk olarak İnsan Hakları Derneği’nde çalışmalara katılmaya başladım. Bir  süre sağlık problemlerim ve başka şehre taşınmamdan dolayı aktif olamadım ancak daha sonra tekrar Adana’ya döndüm ve tekrardan aktivistlik yapmaya devam ettim. Bir ara Cinsel Yönelim Eşitliği Topluluğu, trans uyum süreciyle alakalı olarak konuşma yapmamı istemişti. Konuşmayı ben iki kişiye yapmıştım. Böyle olmaması gerektiğini düşündüm ve bir toplantı ayarladım. Yaptığım ilk toplantıydı yaklaşık 27 kişi gelmişti. Ancak Adana’daki aktivist lubunya arkadaşlar kolektif çalışma bilinciyle hareket edemedikleri için maalesef zaman zaman ego savaşları yaşanıyordu. Bu da kişisel yıpranmaların yanı sıra verdiğimiz mücadeleyi sekteye uğratacak tartışmalara yol açıyordu.

“ZORBALIKLARIN ÇOĞUNA MARUZ KALDIĞIMIZ İÇİN…”

Bazı gazetelerin “Trans dehşeti” manşetleriyle ilgili yaptığı haberleri nasıl yorumluyorsun?

Bizim yaşadığımız o kadar çok sorun var ki hem lubunyaların hem de kadınların sorunlarını yaşıyoruz. Örneğin bir kişi bizim arkamızdan “top” da diyor “üff sarılı” da diyor. Bütün sorunları zaten biz yaşıyoruz. Zorbalıkların bir çoğuna maruz kaldığımız için tabiki de aktivizmimiz çok kuvvetli olur. Bu haberlerdeki olayların çıkışı boşuna olmuyor, trans dehşeti dedikleri aktivizm aslında, politik olarak sinirlenip saldırıyoruz. Bizim ülkemizde bir kadın taciz edildiğinde cezasız kaldığını görüyoruz ancak taciz edilen bir trans kadınsa kendisi bile suçlanabilir. Bu yüzden yolda yürürken bir erkek gördüğümde taciz eder mi, zorbalık yapar mı gibi çeşitli kaygılarım oluyor. Sırf trans kadın olduğumuz için her zaman nefret söylemine maruz kalma ihtimalimiz var. Sürekli bu sorunlardan birkaçına maruz kaldığımızda her seferinde sessiz kalmamız mümkün değil.

“AKTİVİZMİ NASIL BIRAKALIM? O KADAR SORUN VAR Kİ…”

Türkiye’deki gibi gelenekçi, “örf ve adetlerine düşkün” bir toplumda aktivizm yürütmek zor oluyordur. Tüm zorluklara rağmen devam etmeni sağlayan motivasyon kaynağın nedir? Seni ileriye gitmen konusunda ne teşvik ediyor?

Avrupa ülkelerinde bu kadar tutkulu bir aktivizm yürüteceğimi düşünmüyorum çünkü o motivasyonu veren bir zorluk yok ki. Burada o zorluk zaten bizi motive ediyor. O gördüğümüz şiddetler, baskılar, hedef gösterilmeler bizi motive ediyor. Burada zorbalık görmeseydim, sorun yaşamasaydım böyle bir mücadelenin içinde olmama gerek kalmazdı zaten. Ben bu toplumda ötekinin ötekisi olduğum için bütün zorlukları görüp, bütün zorlukları anlayabiliyorum. Bu da birçok konuda hak savunuculuğu yapma isteğimi kamçılıyor. Ülkemizde o kadar çok sorun var ki nasıl olur da aktivizmi bırakabiliriz… Bir dönem lubunyalar arasındaki çıkar çatışmalarından dolayı aktivizmden uzaklaştırılmış, yalnızlaştırılmış olsam da hiçbir zaman tamamen aktivizmi bırakmadım.

“BİR KİŞİ DAHA EKSİLMEMEK İÇİN…”

Katledilen trans kadınlar, Melsu’nun hayatında nerede yer tutuyor?’ diye sorsam duygularını ifade etmen mümkün olur mu?

Katledilen trans kadınlar birçok kişiye ilham oluyordur. Birçok kişiyi cesaretlendiriyordur ama beni sadece korkutuyor. Çünkü katledilen trans kadınlar var ve neler yaşandığını biliyoruz. Hande Kader’in duyulmaması, Ecem Seçkin davasının uzatılması, birçok trans cinayetinin ya da trans intiharlarının hala bir sonuca varmadığını gördüğümüz için sadece korkutuyor, beni çokta cesaretlendirmiyor. Tabiki de yaptığım her şey de onları anıyorum, onları hissederek yapıyorum. Bir kişi daha eksilmemek için yapıyorum.

Peki Melsu, şunu da sormak istiyorum. Trans kadınların sosyo-ekonomik hayata katılamamaları ile ilgili ne düşünüyorsun? Sen iş bulabiliyor musun?

Kapitalist bir ülkedeyiz, işverenler tarafından zaten bir açık bulsam da maaş kırsam gibi bir anlayış var. Transfobik olanlar zaten iş vermiyor, olmayanlar ise trans kadın olduğum için maaştan kesmek istiyorlar. Sanki translığın bir vergisi varmışta o vergiyi patrona ödememiz gerekiyormuş gibi davranıyorlar. Patronlar zaten kimseye para vermek istemiyor, karın tokluğuna çalıştırmak isteseler kabul edecek birçok trans var. Çünkü zaten trans kadınlar işe girmek istiyorsa mecburlardır, bu yüzden çok düşük ücretlerle çalışmak zorunda kalıyorlar. Şimdiye kadar hak ettiğim ücreti veren tek kişi bana iş imkanı sunan yakın arkadaşımdı.

“İŞ ARADIĞIM SÜREÇTE ÇOK YIPRANDIM”

Onun dışında asgari ücretin onda birini bile alamadığım iş deneyimlerim oldu. İş aradığım süreçte çok yıprandım. İş vereceğini söyleyen insanların konuşması bir yerden sonra sözlü tacize varıyordu. Kendi kendime artık iş aramamalıyım dedim. Ancak evsiz kaldığım bir dönemde arkadaşımın beni yönlendirdiği bir işletmede hem çalışma hem de barınma imkanı bulmuştum. Trans kadın olduğum için çoğu insan bana evlerini kiraya vermek istemiyordu ve aldığım ücret çok düşük olduğu için ev bulsam bile kirayı ödeyemezdim. Sadece temel ihtiyaçlarımı karşılayabilmek için emeğimin sömürülmesine göz yumduğum zamanlar oldu ancak çok fazla dayanamadım. Uzun süredir de işsizim.

“EVİMİ ULUSLARARASI KURUM SAYESİNDE TUTABİLDİM”

Malum ülkemizde artık geçinmek çok da kolay değil, sen geçimini nasıl sağlıyorsun? Ev kiranı nasıl ödüyorsun?

Ailemle sorunlar yaşayıp evden ayrıldığım ilk zamanlar arkadaşımda kaldım ve aldığım bursla geçindim. Daha sonrasında da beni misafir eden insanlar oldu. Bir gün aktivist trans kadın arkadaşlarımdan birisi bana “sen aktivizm yapıyorsun ve aktivizm yaptığın için sana yardım edecek kuruluşlar var istiyorsan onlara başvur” dedi. Bende ilk olarak Urgent Action Fund sonrasında ise Freedom House kuruluşlarına başvurdum ve olumlu sonuçlandı. Ancak elime para geçtiğinde bile ev bulmam çok zor oluyordu. Sırf trans kadın olduğum için ev bulmakta zorlandığım aşikardı bu yüzden bana ev kiralamayı düşünenler de olması gerekenden daha yüksek kira bedelleri söylüyordu. Şu an yaşadığım evi bulunduğum uluslararası kurum (FundAction) sayesinde tutabildim.

“TRANSLARIN BULUŞABİLECEKLERİ BİR OLUŞUM YOK”

Türkiye’de senin durumunda olan maalesef birçok trans kadın var onlara ne söylemek istersin? Belki senin söyleyeceğin bir cümle onlar için çok önemli olacak.

Söyleyeceğim bir şeyin onların hayatını etkileyeceğini düşünsem büyük ihtimalle oturur ağlardım. O ağlamamdan anlarlardı bence. Şu an sorun yaşamıyorum, sorun yaşamadığım zaman aktivizme çok daha fazla sarılıyorum. Sorun yaşayan tek kişi onlar değil, tek kişi bende değilim. Bunun farkındayım bu yüzden aktivizm yapıyorum. Çünkü bir kadın şiddet görüyor diye aktivizm yapılmıyor, birçok kadın şiddet gördüğü için aktivizm var. Birçok trans bu sorunları yaşıyor bu yüzden aktivizm olmak zorunda. Son olarak şunları söylemek istiyorum. Adana’da translar çok yalnız. Çevresinde sadece tanıdığı, gördüğü bir trans kadın olan varsa bence konuşmaya çalışsın. Çünkü transların birbirleriyle konuşabilecekleri ne bir oluşum ne bir LGBTİ+ camiası var ve gerçekten çok yalnızlar.