DOLAR 40,2859 % 0.09
EURO 46,7949 % -0.27
STERLIN 54,1631 % 0.1
FRANG 50,0260 % -0.53
ALTIN 4.308,29 % -0,55
BITCOIN 118.355,16 -0.062

Çapulcular: “Biz bir hakareti onur haline dönüştürdük”

Yayınlanma Tarihi : Google News
Çapulcular: “Biz bir hakareti onur haline dönüştürdük”

Türkiye gündeminde sular durulmazken, 19 Mart eylemleri ile başlayan politik süreçte öğrenciler, gençler, boyun eğmeyenler kendilerine bir çıkış yolu arıyor. Kendilerini Çapulcular olarak adlandıran hareket de böyle bir süreçte meydana geldi.

🔴 Çukurova Bülten | Necati Karakuş – Olcay Aytürk

1 Mayıs meydanında kendilerini gösteren Çapulcular ile kim olduklarını, temel argümanlarını, oluşum süreçlerini görüşmek üzere sözleşerek bir araya geldik. Çukurova Bülten’e konuşan Çapulcular, laik bir Türkiye için mücadele ettiklerini dile getirdiler.

Çapulcular’ın kendilerini nasıl tanımladıklarını sözcüleri şöyle dile getiriyor;

“Biz bir hakareti onur haline dönüştürmek için bu ismi koyduk. Biz suskun kalmayan, sorgulayan ve boyun eğmeyen bir topluluğuz. Biz sadece gençlik hareketi değiliz. Herkesi aynı çatı altında toplamak istiyoruz. Sadece gençlik hareketi olarak görürsek yanlış olur. Çünkü bu direkt olarak toplumu ilgilendiren bir olay. Herkesi tek bir çatı altında toplamaya çalışıyoruz. Çapulcu demek bizim için karanlığa karşı cesaretle yürüyen herkes demek oldu artık. Çapulcuları, biz böyle tanımlıyoruz”

Süreçten konuşalım biraz da isterseniz. Nasıl bir araya geldiniz, Çapulcular nasıl bir oluşum sürecinden geçti?

“Olaylardan sonra topluluklar kurulmaya başladı. Ama işte kimisi dedi ki biz sadece öğrencileri alacağız. Kimisi dedi ki biz sadece halktan, sivil insanları alacağız. Biz dedik ki hepimiz tek bir çatıda toplanamıyor muyuz? O gruplarda bulunmak istemeyen herkesi aynı çatıya toplanmaya çalıştık. Üniversite merkezli bir oluşum olarak yola çıktık. Çünkü dayanışma ağları üniversitede vardı. Üniversitede dayanışma ağlarında kendini ait hissetmeyen insanlar arasında çatışmalar başladı. Biraz daha üst kısımlarda olan çatışmalar, kendini gösterme çabaları vs başladı. Partilerin gençlik kolları üyeleri ile sorunlar çıktı.

Partilerden bağımsız halk  olarak insanları bünyemize katmak istedik. Çünkü bakıyoruz bu eylemler sürecinde herkesin görüşleri birbirinden farklı. Ve bazı topluluklar ne yazık ki bu görüşleri birbirine lanse ederek bir ayrılık, bir bölünme sürecine girdiler. Biz de bu sebeple Çapulcular olarak ayrı bir yolda herhangi bir parti ve görüş kısıtlaması olmadan herkesi bünyemize alarak  bu haksızlıklara karşı bir dur demek için bir oluşum içerisine girdik.. Ve bundan dolayı da çok memnunuz. Bu şekilde ilerlemek bizim için daha iyi olur, halk için daha iyi olur. Herkesin bunu yapmasını ben de isterim. Ki bunu ilk olarak yapmaya çalışmak bizim için büyük bir onur olur.”

“Kesinlikle laik bir Türkiye istiyoruz

Çapulcuların sözcülerine, bir araya geldikleri insanlarla ortak paydalarını ve temel ilkelerini soruyoruz. Sorularımızı şöyle açıklıyor;

Eşitlik, eşit yurttaşlık gibi düşünüyoruz . Yani atıyorum milliyetçi ya da faşist insanları pek istemiyoruz. Biz milliyetçiliğin doğru bir düşünce olduğunu düşünmüyoruz açıkçası. Tek bir milliyetçilik altında toplanan toplum her şeye karşı düşman gözüyle bakıyorlar. Bu da ayrıştırmalara neden oluyor. Böyle olduğu için direkt olarak biz buna karşıyız. Çünkü bizim aramızda farklı dinlerden, farklı kültürlerden, farklı yerlerden, farklı mezheplerden insanlar var. Ve hani hiçbirimiz ayrıştırılmak istemiyoruz. O yüzden milliyetçilerle pek anlaşamıyoruz yani. Çapulcular kurulmadan önce çok fazla sıkıntı yaşadık eylemler sürecinde.

Eşit yurttaşlık istiyoruz, eşitlik, hak, hukuk, adalet… Özgürlük istiyoruz, Cumhuriyetçiyiz. Kesinlikle laik bir Türkiye istiyoruz. Dincilerden, dini siyasete karıştıran insanlardan, içimize kadar girmelerinden çok bıktık. Ve attığımız adımın bile dine göre yorumlanmasından, bizim vergilerimizin din adamlarına gitmesinden de çok bıktık. En başta bunu istemiyoruz mesela. Farklı dinlerden insanlar gelebilir ama inançlarını siyasete bulaştırmalarına izin vermeyiz. Zaten öyle olmaması  gerektiğini savunuyoruz. Çünkü şu anki düzende, şu anki hükümetin politikada zaten dini bir şekilde kullanarak insanları kendilerine çekme çabasındalar. Bu bizi kısıtlar ve  sonuç olarak bu ülkede Müslüman da var, Hristiyan da var, Ateist de var, her şey var. Bunları tek bir çatı altında İslam’da toplayamazsın ki zaten.

Ya da ekonomik konular en basitinden. Boykot yaparken bunu çok fark ettik. Parası olan da bizden ücretsiz kahve alıyor, parası olmayan da bizden ücretsiz kahve alıyor.  En azından bazı şeyler daha ulaşılabilir olmalı yani. Temel haklar daha ulaşılabilir olmalı. Temel ilkelerimizde eşit yurttaşlık ve hak hukuk adalet ve özgürlüğü başa yazalım. Cumhuriyetçilik ve laikliği de gerçek anlamda savunuyoruz. Hiç bir kimliği öncelemiyoruz. Birlik olmayı, insanları bir arada toplamayı savunuyoruz. Önce cehennemin kapısını kapatabilirsek geri kalanı zaten aramızda halledilir.”

“Gözaltına alınana kadar mücadele edeceğiz”

Biliyorsunuz, eylemler sönümlenmeye başladı. Bundan sonraki süreçte nasıl bir yol izlemeyi düşünüyorsunuz? Planlarınız var mı?  

Eylemlerimizi büyütmenin yollarını her alanda arıyoruz. Hani sadece pankartlarla da sınırlı değil bu. Mesela ben müzisyenim. Müzik yaparak. Yani ne bileyim sanatçı, ressam arkadaşımız var. O mesela kendi yaptığı pankartlarıyla hazırladığı özel şeylerle. Kendi ürettiğimiz eleştirel parçalarla. Onun dışında farklı, göze çarpacak, sosyal medyaya düşecek, sesimizi duyuracak afişlerle, sloganlarla. Hani mesela sokak sergileri yapalım. Hani insanların ilgisini çekmek için her yolu deneyeceğiz bu süreçte. Bir kıvılcım ufaktan ateşlendi. Biz bunu büyütüp bu tür direnişlere devam etmek ve amacımıza ulaşmak istiyoruz.

Eylemlerin sönümlenmesi konusunda yapabileceğimiz hiçbir şey yok. Sönümlenmemesi için çok uğraştık. Yürüyüşler bittiği zaman oturma eylemleri yaptık. Müzikli eylemler yaptık, yağmura rağmen. Ufak yürüyüşler yapmaya çalıştık. Ama başka illerden bir şey görmediğimiz sürece maalesef sönümleneceğiz. Yani her türlü azaldığımız sürece biz de ister istemez sönümleniriz. Ama hani bu bir kıvılcım. Yeniden beklemediğimiz bir yerden çıkar. Tekrar başlarız yani en baştan.

Şu anda olayların seyrine göre, bizim yaptığımız işe karşı verilen tepkilere göre devam edeceğiz. Ve sesimizi duyurduğumuz kitle sayısına göre. Gözaltında olmadığımız sürece mücadele edeceğiz.

Bir de bu eylemler için toplulukların falan yaptığı bölünmeler ya da farklı düşünce ayrımları var. Organizasyonsuzluk olduğu için insanlar uzaktan bakıp bunlar hiç organize değil. ‘Ben kendimi neden durduk yere ateşe vereyim ki’ diye düşündükleri için çekip gidenler de oldu. Yanındakine bakmaktan karşındakiyle mücadele etmeyi unutuyorsun.”

Bir siyasi partinin alamayacağı riski neden halk alsın?

19 Mart olayları sırasında kurulmaya başlanan Çapulcular,  19 Mart’tan bugüne siyasal gelişmeleri şöyle değerlendiriyorlar;

“İnsanlar bir şeylere sessiz kaldılar. Çünkü onların içinden birine bir şey olmamıştı. Ama şimdi herkese bir şey oldu. Ama o Ermeni’yi dövdürmeseydik şu an bu durumda olmayacaktık. CHP başta olmak üzere diğer partilerin tutumu hareketleri sönümlendirdi. Boykot konusu mesela. Unutuldu. Yine her yer kalabalık… Dikkat çekmemiz gerekiyordu. Ekonomik olarak en azından. Çünkü bizim paramızla bize her ay hakaret ediyorlar. En azından bunu yapmamamız gerekiyordu. Kimin suçu? Yine partilerin suçu. Halkın da suçu var tabii ki ama… Bir siyasi partinin alamayacağı riski neden halk alsın? Siyasi partinin kendisi o riski alamayıp halka bırakıyorsa bu siyasi partilerin sorunu. Bunun sönümlenmesinin de zaten bundan kaynaklı olduğunu düşünüyorum.

Biz hem bu partilerin ne kadar büyük şeyler yapabileceğini gördük hem de ne kadar her şeyi kısa sürede unutabileceklerini gördük. CHP başta olmak üzere neredeyse tüm partiler. Aksagaz’ın önünde siyasi tutuklular için bir basın açıklaması olmuştu.  Biraz ilerledi, müdahale oldu.  O gün de  CHP vardı. Müdahale olunca kaçtılar. Orada bile temsili olarak vardılar zaten.  Genelde kayboluyorlar zaten. Kürsü onlardaydı. Sonra zaten insanlar kürsüyü yuhaladılar. Farklı olarak.

Biz şeyi de gördük. Mesela bir yürüyüş tekrarı olmuştu. Gerçekten bir müdahale vardı orada. Mesela lensli bir arkadaşımız vardı. Direkt polis çok yakın mesafeden müdahale etti. Başka arkadaşlarımız o kişinin gözündeki lensi el ile çıkardı. Ambulans gelmeden önce. O gün de CHP neredeydi? Hepsi binalarında çay içiyordu herhalde. Yoklardı.

Sonra bir sürü grup olmaya başladı. Hani çok saçma sapan muhabbetler döndü. Sonra grupları birleştirdiler. Grupları birleştirdikten sonra, tek bir grubun içerisinde ayrı bir çatışma oldu. Çok sorun yaşandı. Hem partiler konusunda hem de halk konusunda örgütlenme sıkıntısı çok fazla. Çünkü çok fazla alıngan davrandı halkımız. Yani mesela başka bir parti geliyor. İşte A partisi geliyor mesela oradaki yürüyüşçüler diyor ki ‘ben A partisinin olduğu yere gelmem’ diyor ‘ben B partisinin olduğu yere gelmem’.

Direkt olarak  burada hak, hukuk, adalet diye bağırıyorsak herkes de bunu bağırıyorsa bizim yanımızda o şöyleymiş, bu şöyleymiş bizim için pek de önemli değil.  Son olarak umarım bir şekilde sesimiz duyulur da devam ederiz. Tek amacımız da bu zaten.”

Aktörleri Değil Senaryoyu Değiştireceğiz

 

 

Erciş Haberleri
deneme bonusu veren siteler
deneme bonusu veren sitelerdeneme bonusu veren siteler
deneme bonusu veren siteler
deneme bonusu veren siteler
deneme bonusu veren siteler
deneme bonusu veren siteler
deneme bonusu yeni
yeni deneme bonusu veren siteler
deneme bonusu veren siteler 2025
deneme bonusu veren siteler