DOLAR 39,3022 % 0.32
EURO 44,9570 % 0.28
STERLIN 52,9693 % -0.2
FRANG 47,8245 % 0.41
ALTIN 4.148,96 % -0,55
BITCOIN 104.761,32 -1.482

“Yurtlar Değil, Sermayeye Sadakat Mekanizmaları”

Yayınlanma Tarihi : Google News
“Yurtlar Değil, Sermayeye Sadakat Mekanizmaları”

🔴 Barış Daldal | Serbest Kürsü

Asansör kazası, su kesintisi, haşere istilası, internet yetersizliği ve çevresel güvenlik zafiyetleri… Bunlar, KYK yurtlarında yaşanan münferit arızalar değil; kapitalist devlet aygıtının gençliği nasıl yönettiğini açığa çıkaran yapısal belirtilerdir. Öğrencinin yurttaki deneyimi, bir kamu hakkının kullanımı değil; tasarruf politikalarının nesnesi haline getirilmiş bir gençliğin sessiz onayına dayanan bir süreçtir.

Devlet Geri Çekilmez, Sermayeye Yol Açmak İçin Alan Açılır

KYK yurtlarında yaşananlar, devleti ortadan kaybolmuş bir özne gibi gösterebilir. Oysa mesele bir “yokluk” değil; bilinçli bir ideolojik geri çekilme stratejisidir. Barınma, sağlık, güvenlik gibi hizmet alanlarından devletin elini çekmesi, bu hizmetlerin piyasa tarafından devralınmasını sağlar. Devlet burada hâlâ vardır; ama artık bir sağlayıcı olarak değil, sermayenin yeniden üretim koşullarını güvence altına alan bir aracıdır.

Suyun kesilmesi, asansörün düşmesi, internetin çalışmaması… Bunlar, devletin ilgisizliğinin değil; güvenceli yaşamı bir sınıf ayrıcalığına dönüştüren politikalarının doğrudan sonucudur.

Eğitim Alanı Değil, Disiplin Alanı: Gençlik, Emek Pazarına Hazırlanıyor

KYK yurdu, yalnızca bir barınma mekânı değildir. Burası aynı zamanda gençliğin gelecekteki rolüne göre biçimlendiği, sınıfsal konumunun içselleştirildiği bir alan olarak işler. Asansör bozulur ama güvenlik görevlisi “binebilirsiniz” der; çünkü burada önemli olan öğrencinin rahatlığı değil, boyun eğmeyi öğrenmesidir.

Bu tür yapılar, öğrenciyi kamusal hak öznesi olarak değil, uyumlanması gereken bir emek nesnesi olarak kodlar. Yani yurt, bir tür ideolojik yeniden üretim mekânıdır.

Kadın Öğrenciler ve Cinsiyetlenmiş Denetim: Patriyarka Devletin Boşluğuna Yerleşiyor

Kadın öğrenci yurtlarının çevresinde yaşanan taciz olayları, devletin “dışarıdan” gelen tehditlere karşı etkisizliğiyle değil, bu tehditlere alan açan cinsiyet rejimiyle açıklanmalıdır. Devletin kamusal alanı terk ettiği her yerde, erkek şiddeti yalnızca “mümkün” değil; olağan ve korunaksız hâle gelir. Çünkü patriyarka, sermaye kadar köklü bir iktidar biçimidir ve devlet aygıtının içsel bir bileşenidir.

Güvenlik görevlisinin varlığı bile çoğu zaman erkek öğrencilerin denetimi için çalışırken, kadınların korunması için sistematik hiçbir düzen yoktur. Bu asimetri, bireysel bir hata değil, devletin cinsiyetli karakterinin ifadesidir.

Sorun Teknik Değil, Tarihseldir

Yurtlardaki sorunlar bir “aksilikler dizisi” değil; sınıf temelli eşitsizliklerin, cinsiyetçi yapının ve piyasa merkezli devlet anlayışının bileşkesi olarak karşımızda durmaktadır. Asansörün düşmesi sadece yerçekimiyle açıklanamaz; aynı zamanda sosyal devletin düşüşüdür bu.

Öğrenciler, kendi internet paketleriyle eğitime ulaşmaya çalışırken; devlet, bu çöküşe seyirci değil, mimar konumundadır.
İnternetin çekmediği katlar, aslında kamunun çekildiği mekânlardır.
Sinekler, bozuk makineler, suskun yöneticiler… Bunların hepsi birer teknik detay değil, sistematik terk edişin dilidir.

Sonuç Yerine: Gençlik İçin Barınma Değil, Boyun Eğme Terbiyesi

KYK yurtları bir “kamu hizmeti” sunmuyorsa, bunun nedeni kaynak yetersizliği değil; bu hizmetlerin artık kamusal değil, özel bir ayrıcalık olarak görülmesidir. Gençlik, sadece barınmadan değil; taleplerinden, tepkilerinden, düşünme hakkından da mahrum bırakılmak istenmektedir.

Bu manzarada asıl düşen şey asansör değil; kamusal eşitlik ilkesidir.

Erciş Haberleri
deneme bonusu veren siteler
deneme bonusu veren sitelerdeneme bonusu veren siteler