Çukurova Bülten Genel Yayın Yönetmeni, Toros Üniversitesi’nde Öğr. Gör. Dr. ve araştırmacı yazar İsmail Sarp Aykurt, duayen gazeteci Mehmet Tanlı’nın sorularını yanıtladı.
Adana Demirspor’un Süper Lig’den düşüşünün kesinleşmesinin ardından başlayan birçok tartışmada, kulübün içerisinden geçtiği kriz masaya yatırılırken, ortaya çıkan hayal kırıklığı da birçok taraftarı ve Demirspor sempatizanını etkilemiş durumda.
Tanlı’nın sorularını bu çerçevede cevaplandıran Dr. Aykurt, Demirspor’un bu girdaptan kurtuluşu için kendi kuruluş dinamiklerine sıkı sıkıya sarılması gerektiğini hatırlattı. Aykurt, “Adanalıların öncelikle kulübe sahip çıkması ve iyi bir organizasyon kurması gerekli. Akıllı bir yönetim, taraftarı önemseyen, onlarla barışık bir zihniyet ve kulübün kaynaklarını doğru kullanacak bir yapı gerekli. Demirspor çok gecikmeden bunları yapmalıdır” ifadelerini kullandı.
Adana Demirspor neden bu duruma düştü? Bu durumdan sizce kimler suçlu?
Bu soruya cevap verebilmek için bence ekonomi politik bir bakış açısı gerekiyor. Adana Demirspor, futbol endüstrisi içerisinde var olan ve potansiyel içeren her takım gibi siyasi müdahalelere uğradı ve bu belki de Süper Lig’de yer almayan bir takım için en hep en fazlasıydı. Bunu süper lig deneyimi öncesinde başlayan bir süreç olarak görmek gerekli.
Taraftarlar pankartlardan, tezahüratlara, akıl dışı yasaklardan baskılara kadar geniş bir yelpazede kendilerine doğru basınçla akan siyasi oyuna karşı tutunmaya çalıştı ve bunu uzun süre de başarıyla sürdürdüler.
“KURULUŞ MİSYONU İLE TERS DÜŞÜLDÜ”
Hatta kulüp, tarihinin en ağır iktidar operasyonlarından birine maruz kalmıştır ve Demirspor, kuruluş misyonu ile geleneksel değerlerinin tersinde bir istikamete yerleştirilmiştir.
AKP’li olduğu aşikâr başkan Murat Sancak, kimi gruplara da bulaşan “sportif başarı apolitikliği” ile de tribünler tarafından onaylandı.
Öğr. Gör. Dr. İsmail Sarp Aykurt / Toros Üniversitesi
Yani bu başarısızlığa gelinen noktalarda bunlar önemli mihenk taşlarıdır. Ben Demirspor’un bir alt lige düşmesinden çok kendi kimliğiyle çelişen bir doğrultuya yerleşmesine daha çok içerliyorum. Ama yukarıda sayılanların tamamı kulübün geldiği durumu açıklar. Başkan ile taraftarın arasının açılması, plansız harcamalar ya da endüstriyel futbola uyum için yapılan birçok stratejik hamle kulübün içeriğini boşaltmıştır. Demirspor gibi özel tarihe sahip bir kulübün başarısızlığı bir alt lige düşmesi değil, kendi geleneksel ve tarihsel misyonuna yabancılaşmasıdır bence.
“DEMİRSPOR’U BİR ARAÇ OLARAK BELLEDİLER”
Yoksa bu futbol kapitalizminde ayakta kalmak için her şeyin merkezinde para var ve ligde tutunmak için bu paranın, transferinden borçlanmasına kadar birçok hamlenin sistemin kurallarına göre yönetilmesi lazım. Ama Demirspor yönetimine çöreklenmiş gücün, bunu da iyi yönetemediği ve aslında Demirspor’u bir araç olarak kullandığı oldukça açık.
Bu krizden kulüp nasıl kurtulur? Bunun için kimler, neler yapmalıdır?
Bu kanımca çoklu bir kriz. Sadece sportif bir başarısızlık değil. Bu futbol ikliminde başarılı olmak için ekonomik güç ve yönetsel/siyasi ilişkilerin iyi idare edilmesi gerekiyor.
Demirspor, yıllarca bu ilişkilerden uzak kaldı ve kimi zaman bunun maliyetini de ödedi. Ancak bu iklimde ve bu şekilde steril kalmak kolay değil, hatta imkansız. Bu durum ne yazık ki taraftara da yansıdı. Bu nedenle kriz Demirspor’un kendine özgü aklını ve kimliğini yitirmesiyle ortaya çıkan bir krizler silsilesidir. Eğer dediğiniz, kulübün kendi içindeki bu çoklu krizi aşıp Süper Lig’e çıkmasıysa bunu başaracak potansiyeli hep var. Bu, baska bir sey ve saha içi ile ilgili. Ancak sahanin içi ile dışındaki gelişmeler birbirine paralel sonuçlara gebedir. Ek olarak ve dediğim gibi bu sistemde sportif diye kategorize ettiğimiz başarı, kulüplerin finansal açıdan iyi yönetilmesini de beraberinde getiriyor. Yani endüstriyel futbol kurallarınca… Eskişehirspor, Bursaspor ya da Tarsus İdman Yurdu gibi köklü kulüpler bu ekonomik ağırlığın ve yönetim krizinin altında kaldılar.
“KENTİN DİNAMİKLERİ ÖNEMSENMELİDİR”
Ama bence Demirspor’daki kriz bir kimlik bunalımına işaret ediyorsa, ki bence böyle bir şey, o zaman kulübün başka bir şeye gereksindiği ortaya çıkar.
Adanalıların öncelikle kulübe sahip çıkması ve iyi bir organizasyon kurması gerekli. Akıllı bir yönetim, taraftarı önemseyen, onlarla barışık bir zihniyet ve kulübün kaynaklarını doğru kullanacak bir yapı gerekli. Demirspor çok gecikmeden bunları yapmalıdır. Demirspor derken, şehri de içine alan bir anlayış gözetilmeli. Çünkü Adana Demirspor’da kentten ve kentin dinamiklerinden uzaklaşmış bir yaklaşımın başarı şansının az olduğunu düşünüyorum.
