Maraş merkezli depremlerin yıktığı Hatay’da, yıkımın üzerinden geçen 10 aya rağmen depremzedeler kötü koşullarda yaşamaya, barınmaya, eğitim almaya mecbur bırakılıyor. Deprem bölgesinden bir okula ait görüntüleri paylaşan Hatay Depremzede Derneği, sabah henüz hava aydınlanmadan okula gitmek için yola çıkan öğrencilerin soğuk ve aydınlatmanın bile olmadığı bir ortamda eğitim almaya çalıştığını gözler önüne serdi. Soğuk havada, ısınmanın ve ışığın olmadığı bir ‘okulda’ ders işlemeye çalışan öğrenciler, “İlk iki ders hiç ders işleyemiyoruz. Kitaplarımızı göremiyoruz. Birbirimizi bile göremiyoruz” diyor.
BirGün – Türkiye, geçtiğimiz şubat ayında tarihinin en büyük deprem felaketlerinden biriyle sarsıldı. 6 Şubat tarihinde Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde saat 4.17’de yaşanan 7,4 ve saatler sonra Maraş’ın Elbistan ilçesinde 13.24’te yaşanan 7,6’lık depremler 11 ilde yıkıma yol açtı.
Resmi verilere göre 50 binden fazla insanın hayatını kaybettiği depremler, özellikle merkez üssü Kahramanmaraş ve Hatay’ı vurdu.
Depremin üzerinden geçen 10 ayda depremzedeler hâlâ olumsuz koşullarda yaşamaya mahkum edilirken, eğitim, sağlık ve altyapı sorunları da çözülemedi.
Deprem bölgesinde eğitim öğretimi sürdürmeye çalışan okullarda da durum iç açıcı değil.
Depremin vurğu kentlerden Hatay’da, bir okula ait güncel görüntüleri paylaşan Hatay Depremzede Derneği, enkaz ve moloz yığınları arasında okula ulaşan öğrencilerin ‘eğitim’ almaya çalıştığı ortamı gözler önüne serdi.
Videoda, elektrik yetersizliği sebebiyle aydınlatmanın olmadığı, klimanın çalışmadığı bir ortamda eğitim görmeye çalışan öğrencilerin anlattıkları ise çarpıcı.
“Kitaplarımızı göremiyoruz. Birbirimizi bile göremiyoruz”
Kalıcı yaz saati uygulaması nedeniyle henüz hava aydınlamadan okula ulaşabilmek için yola çıktıklarını anlatan bir öğrenci, okula geldiklerinde sokak lambalarının hala açık olduğunu belirtiyor.
Elektrik yetersizliği nedeniyle karanlık bir ortamda ders işlemeye çalıştıklarını anlatan öğrenci, “İlk iki ders hiç ders işleyemiyoruz. Kitaplarımızı göremiyoruz. Birbirimizi bile göremiyoruz” diyor.
Bazen konteynerlerde ders işlediklerini anlatan öğrenci, “Konteynerlerimiz su geçiriyor. Elektriğimiz, ışığımız yok. Klimalar bozuk, soğuk üflüyor” ifadelerini kullanıyor.